Ermiş bir kadın olan Elif Ana, Alevilikte kan bağı ile aktarılan “analık” ünvanını, o soy ağacından olmamasına rağmen alan bir kadındır. Hayatı boyunca insanlara yardım etmesinden dolayı iyilik meleği olarak anılan Elif Ana, hastalığı olan, darda olan, sorunu olana şifa olmaya çalışır. Kör olmak üzere olan Elif Ana, gözünü kurtarmak için Maraş’tan Ankara’ya gittiğinde, hastanede hayatını gözlerinin önünden film şeridi gibi geçer. Daha çocukken Yemen’e giden bir grup Osmanlı askerinin köylerine gelişi, o grubun içinden Murtaza Çavuş ile olan diyaloğu, kurtuluş savaşı, evliliği, çobanlık yılları, ellili yılların ağası Şeyho ile olan diyalogları gibi bir çok olay Elif Ana’nın zihninde yeniden canlanır.