Yılmaz ve Müjdat, yetiştirme yurdunda büyüyen iki kader kardeşidir. Onlara, tıpkı kendileri gibi yetiştirme yurdunda büyüyen manevi babaları Erkan ve Bülent’ten boya ve kaporta dükkanı miras kalır. Bir gün yaşlı bir adamın arabasını iki sokak öteye bırakmak için yola çıkan Yılmaz ve Müjdat'ın hayatı, onları arabaya düz kontak yaparken gören ihtiyarın kalbinin dayanamasıyla bambaşka bir hal alır. Cesedi ne yapacaklarını bilemeyen ikili, sonunda cesedi yakıt tankına koymaya karar verirler. Rutin hayatlarına geri dönüp, araba boyamaya devam eden Yılmaz ve Müjdat, cesedin bulunduğu tanktan alınan tinerle boyanan arabaların daha iyi gözüktüğünü fark ederler.